KATPATUKA'NIN ATLARI
Aklım gerideydi.
Gözlerim kapalı, düşünüyordum.
Yarı
bulutlanmış gökyüzünden bazen yüzünü gösteren güneş,
bazen de
bulutların arkasına saklanıyordu.
Bazen de
öylesine kararıyordu ki hava, Nisan gülümsüyordu dışarıda,
yağmurla.
Otobüs hızla
orta Anadolu'nun içlerinden almış bizi, Ege kıyısına götürüyordu.
Akım
gerideydi ama.
Kiraz
bahçeleri beyaza kesmiş, ara ara güneşi karartan bulutlar güzel damlalarını
gönderip kiraz çiçeklerini yıkıyordu.
**
Mübadele yıllarında,
Yunanistan’ın Makedon bölgesi, Jerveni köyünden kopartılmış insanlar ile, yeni
adı Mustafa Paşa olan,
küçük Asya’nın
Atinası, Anadolunun Makedonyası, Sinasos’ta yaşayan Rumlar,
köylerini değişmişlerdi.
Aklım
geride, Sinasos’ta kalmıştı.
Sinasos,
her köşesinde bir
sürpriz ve belki de üzüntü duyacağınız mübadele köyü.
Belki de
atalarımın Makedon kökenli olması nedeni ile,
içimde duyduğum
heyecan ve buruk sevinç.
Sinasos,
her sokağı ve
köşe başıyla yürek hoplatan, yolları yokuşlu,
inişli çıkışlı,
Anadolu'nun ortasında Jerveni den gelip burada
yerleşmiş,yaşayan ve Makedon müzik,
el sanatları ve
yaşam tarzını içinde sürdürmeyi çok isteyen insanlar size bakmadan yanınızdan
geçiyor ve konuşmayı istemez gibi görünüyorlardı.
Göç olmadan
daha, eskilerden,
mübadele öncesi,
Sinasos’un
erkekleri yılın 8-10 ayını İstanbulda geçirler,
denizcilik balıkçılık
ve havyar işi ile uğraşırlar Sinasos’a bol para ile dönerlermiş.
Sinasos zengin bir köymüş. Bugün bile anlaşılmakta.
**
Aklım
geride ve o güzel mi güzel yapımında muhteşem bir işçiliğin uygulandığı
evin merdivenli giriş kapısından camlı üst bölmesinden dışarıya uzatılmış soba
borusunda takılı kaldı.
Kapalos
mahallesi, Sinasos’un en değerli mahallesiydi.
Güzelim
kesme taş yapıların her bir yanı süslemeler ile doluydu ve duvarlar ile
çerçevelenmişti.
Gözlerimi
bir ara açtım,Otobüs yine hızla asfalt üzerinde akmakta ve ben ise geriye
geriye akmaktaydım.
Sinasoslu
Güzel Eleni' nin evlenmek için yavuklusu’nun İstanbuldan dönüşünü
beklerken hissettiklerini biraz olsun duyumsamak için yüreğimi zorluyordum.
Kiraz
bahçeleri hala devam ediyordu. Islaktılar, Beyazdılar,
Umut doluydular.
Aklım
gerideydi.
Akıyorlardı
geriye doğru. Benim gibi.
İnsanlarımız
Sinasos' ta geçmişte olan bitenle çok ilgiliydi.
Gözlerimi
yaşartacak kadar hem de. Sinasos’un şimdilerde yüksek okul olan muhteşem
mimarili kervansarayı, diğer köşede ‘’beni de unutmayın’’ diye çığlıklar atan
eski medrese’si ve manastırı ile değil ama.
Para kazanıp
nişanlılarına kavuşmak için çalışan Sinasos lu gençlerin köylerine getirdikleri
paralarla yaptırılmış, dizi çekiminde kullanılan Asmalı Konakla çok
ilgiliydiler.
Dizi nin
çekildiği konak, Mübadele yıllarında çekilen acıları çoktan unutturmuş,
İnsanlar sadece
‘’Asmalı konak’’ dizisinin Konağı ile ilgiliydiler.
Aklım
gerideydi.. ‘’Ahhh! ’’ larla.
**
Kiraz
çiçekleri, iyice kapanan kararan gökyüzünden şimdi hızla yağan yağmurla ıslanmaktan
öteydiler. İçlerindeki çekirdeği bile yıkamıştı yağmur.
**
Sen
Katpatuka’ yı bilirmisin? ‘’Güzel atlar diyarı’’ demekmiş.
Bense tek at bile göremedim.
Nereye gittiler
sence?
**
Pers Krallığının, Asurlu tacirleri gelirmiş Katpatuka'ya. Tabletlerde yazıyormuş.
Asurlular güzel
atlar görmüşler burada. Atları beğenip,
Katpatuka
demişler. (Güzel atlar ülkesi).
Rumlar ise bu adı, KAPADOKYA' ya çevirmişler.
**
Aklım
geride..Aklım çok geride. Hasan Dağ’ın patladığı Erciyes’in gümlediği,
Göllü dağın da
onlardan geri durmadığı zamanlar kadar geride.
Ne kadar
derinlik varsa patlaya patlaya içlerinde ne kadar rengarenk katman varsa
dökmüşler içlerini hem birbirlerine hem de Anadolu’nun tam ortasındaki ne kadar
çukur varsa oraya doldurmuşlar kül ve taşla.
Dertleşmişler
üç volkan.
Dertliymişler
ne varsa dökmüşler içlerinde uzaktan birbirlerine baka baka,
başlarında bulut
ve kar hiç eksilmemiş. Bir Erciyes anlatmış.
dertliymiş.
İçinden çıkanlar
yayılmış katman katman rengarenk.
Ardından Hasan
dağ almış sözü anlatmış, anlatmış,
Anlatmış.
Onun içinden çıkanlar
ise, Erciyes’e göre daha da bir başka renkli ve güzelmiş.
Sıra Göllü
dağ’a gelmiş, o da çok renkli anlatmış dökmüş içindekileri.
Sıra sıra katman
katman dağların içinden dökülen dertler, milyonlarca yıl sonrasında değişik
oluşumlarla bize sanki onları periler yapmış ta şekillenmiş gibi gelmiş.
Biz de
onlara peribacası demişiz..
**
Belki de o
zamanların atları çok güzeldi. Bilinmez
ki nasıl
göndereyim aklımı on iki milyon yıl öncesine.
Gönderebilir miyim?
Denemem
gerek. Zor çok zor.
Ben bir ay
öncesinde neler oldu zor hatırlıyorum.
On iki milyon yıl
sonrasına nasıl dönerim?
Ihlara’ nın
üçyüz basamakla inilen vadilerinde,
Hiristiyanlığın
ilk yayıcıları, volkan patlamaları ile dolan çukurlarda kendilerine
öncelikle sığınak, ve sonra
da tapınak inşa
etmişler, kolay oyulan andezit taşlarını oya oya.
Hristiyanların
ilk kiliselerinde kök boyalarla yapılmış freskoların aziz resimlerinin,
Hz.İsa’nın
gözlerini, oymaktan da geri durmamışız.
Böylece de
dinimizi kurtarmışız. Muhteşem alçı işçiliğiyle düzeltilmiş ve üzerine İncil’de
yazanların resmedildiği duvarlara bakarken,
diyorumki: ‘’Şükürler olsun dinimizi kurtarmak adına,
yapılmış bu
güzellik, bize de kalmış biraz görecek bir şeyler.
’’Melendiz çayı, hızla ve erimiş karların kattığı bir enerjiyle
akmakta bu kiliselerin ortasından.
Aklım geride,
geride geride.
Çok geride.
Yine
Katpatuka’nın atlarını düşünüyorum.
Birtanesini
görebilseydik bari. Yoktular.
Çok geride
kalmışlardı. aklım gibi.
Sahi bir ay önce
ne oldu?
Kim gitti
kim kaldı yüreklerde?
Göreme açık
hava müzesinin tam orta yerinde Allahtan yüksek katlı olmayan beş yıldızlı otel
fikri de peri bacalarının arasında ne kadar doğrudur? Gidip bir görmek gerekir.
Odamdan dışarıya
çıktığımda devasa bir peribacasıyla burunburuna gelme duygusuna ben alışamadım
kabul edemedim de.
Aklım
gerilerde gitti yine. Kim gitti kim kaldı bu yüreklerde.
Ahhh! lar la..
ÖZDENER
GÜLERYÜZ
Yüreğinize kaleminize sağlık çok çok iyi kısa film tadında olmuş 👏👏👏👏👏👏
YanıtlaSilİlk gittiğimde kendimi büyülü bir dünyada hissettiğim Kapadokyayı; sizin güzel anlatımınızla mitolojik, arkeolojik açıdan da yüzeysel olsada tanıdım, teşekkür ederim. Emeğinize sağlık..
YanıtlaSilKalemine sağlık Özdenercigim... Geçmişle ilgili bilmediğim şeyleri sayende öğreniyorum.. saygılar selamlar
YanıtlaSilKopodokyanin guzelligi bu güzel anlatımla daha bir anlam kazanmış ellerine yüreğine sağlık ozdenercim
YanıtlaSil