Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KATPATUKA'NIN ATLARI

Resim
          Aklım gerideydi. G özlerim kapalı, düşünüyordum. Yarı bulutlanmış gökyüzünden bazen yüzünü gösteren güneş, bazen de bulutların arkasına saklanıyordu. Bazen de öylesine kararıyordu ki hava, Nisan gülümsüyordu dışarıda, yağmurla. Otobüs hızla orta Anadolu'nun içlerinden almış bizi , Ege kıyısına götürüyordu. Akım gerideydi ama. Kiraz bahçeleri beyaza kesmiş, ara ara güneşi karartan bulutlar güzel damlalarını gönderip kiraz çiçeklerini yıkıyordu. ** Mübadele yıllarında, Yunanistan’ın Makedon bölgesi, Jerveni köyünden kopartılmış insanlar ile, yeni adı Mustafa P aşa olan, küçük Asya’nın Atinası, Anadolunun Makedonyası, Sinasos’ta yaşayan Rumlar, köylerini değişmişlerdi. Aklım geride, Sinasos’ta kalmıştı. Sinasos, her köşesinde bir sürpriz ve belki de üzüntü duyacağınız mübadele köyü. Belki de atalarımın Makedon kökenli olması nedeni ile, içimde duyduğum heyecan ve buruk sevinç. Sinasos, her sokağı ve köşe başı...

Fİ, Pİ, Çİ' NİN UZAY ZAMAN MEKANINDAKİ KUZEY'İN ÇAĞRISI.

Resim
    İniyordu, Ezberindeki titrek, muğlak güneş, Dünyanın. Uzay zaman mekanını aşarak. Uzak kuzey ay düğümüne henüz varmadan hüzmeler, Havanın bir türlü kararmadığı, okyanus kıyısı o ülkede ve çok yukarlarda, yerin altından vurduğunda sıcaklığı, kıyısındaki çırpıntılara, alışamadığım uykusuzluğuna, soluk ışığa ve oynaşmalarına bakıyordum dalgaların. Uyku gözümden akıyordu. Saat gecenin on biri ve kararmaya karar verememiş geçirgenliği artmış hava beni denize itiyor. Üzerime baktım. Bir an tanıyamadım giysilerimi, benim mi?   Ellerim üşüyor. Ceplerim yok. Çok ilerde koşan bir çocuk var.   Sarı saçları uçuşuyor, Koşuyor. Gündüz mü uyumak gerekiyor bu ülkede? Şimdi mi yürüsem denize? Biraz daha oyalansam mı? Neden kuzeyde olsun istiyorumki? Işığım bitmesin diye mi? Geciken hüzmelere zaman mı tanımak istiyorum? Çözemediğim ve giderek çözeceğime olan umudumun azaldığı tüm düğümlerden de vazgeçip ıslaklığa ve soğuğa yürümek isteyişim bundan mı? H...

YALAN HİKAYE İÇİNDE KÜRDİ-Lİ HİCAZKAR ŞARKI

Resim
    Hatırladıkça uzak gençliğimi, bu günlere gelmenin henüz erken olduğu dönemleri, aslında bugüne göre ne kadar da rahat günlermiş diye iç geçiriyorum. Yüzüme rahat bir gülümseme yayılıyor.   Durup dururken, hiç beklemediğim anlarda, kulağım hafifçe, ruhumu okşayan, yüreğimi sıkıştıran, melodilerle doluyor.   Duyuyorum.   Yürürken bir sahilin seslenişini, birleşmiş birçok sesle birlikte bana seslenmesini sürdürmekte. Bazen haykırmakta. Umursamadığım zaman kulaklarımda çanlar çaldırmakta.   Gittikçe, “Hep susmayı tercih etsen de, içinde kalanlar sana yeter. Çok şey yaşadın ve çok ağır yaşadın, unutamazsın” diye kulaklarımda zaman zaman beni şaşırtan sesler duymaktayım. “Ne seeniiin, aaaşkına muhtaaaç!” derken sözleri, kürdi-li hicazkar bir şarkının…” Sahiden de öyle mi?” diye sormakta benliğim ve yüreğim.   Dönüyorum eskiye. Yer İzmir, Mithat Paşa Lisesi önü. Zaman dilimi, sanırım öğle üzeri. Yılını bir an hesaplayamadığım, es...