MİLYON KERE MİLYON KERE MİLYON IŞIK YILI.
Düşünüyorum da, bizim, yani biz insanların, illüzyondan
öte bir Simülasyon içinde yaşamakta olduğumuz varsayımından öte belki de kesin diyebileceğim bir korkunç, ürperten bu gerçekliği
kabul etmemiz gerekiyormuş gibi geliyor bana.
Bu konu uzun
zamandır ilgimi çekiyor. Konu ile ilgili internette dolaşan ciddi ciddi uzun
uzun çekilmiş ve oraya çıkan konu uzmanlarınca derinlemesine ve de birçok
duymadığım, yabancısı olduğum kelimelerle süslenmiş olarak anlatımları
defalarca dinledim ve seyrettim.
Güya insan
ötesi, çok gelişmiş, öyle ki; evrimlerini çok ötelere taşımış hatta insana bile
benzemeyen, her nerede yaşıyorlarsa oranın koşullarına göre ciğer ve kalpten
tutun da diğer başka organlarını da uyumlamış, İnsanı yaşatan oksijenden başka
toksik havaları da soluyarak ve yaşamını sürdüren kısaca
kendi zamanlarına
evrilmiş bir canlı türünden bahsediliyor burada.
Bu evrimleşme için
önce belki bizim gibi bize benzer insan olmak ve insanın duyumsamalarını aynen
duymak yani bir basamaktan atlamak gerekiyor. Yani kısaca,
geleceğin üstün insan ırkı, gerçekten o günleri görecekse, bu, bugün bizim birbirimize nasıl
davrandığımızla ilintili.
Buraya kadar anlaşılır ve tamam diyebileceğimiz ve
insan olmaktan yola çıkılırsa
ancak ve evrim denilen olguyu tam anlamıyla, temelde insanlık dersinden sınıf
geçmek
olduğunu, zamanı gelince de içimiz
rahat bir şekilde geleceğe el vermiş insan olarak ölebilmeyi en baştan kabul etmek
gerekiyor.
İsminin önüne dünyada geçerli ve insana bazı artılar getiren
ifade ve değerler koyabilme, getirebilme şans ve gücüne sahip olan insanlarla, bunlara
erişememiş diğer insanlar arasında bazı farklar olma ve evrimleşmede hangi
tarafın önde
olduğu konusu da beni düşündüren önemli bir nokta.
Şimdi evrimleşeceğiz ya! adımızın önüne Prof Dr. gibi bir ibare gelse
ama biz buna dayanarak bizden önceki
profların içinden
çıktığımızı
unutamıyor ve onların güdümlü profluğunu devam ettirip
koltuğumuza sımsıkı yapışmışsak ve insanları yok sayıyorsak,
Hadi Prof'dan vazgeçelim sadece Dr. olsun ve yine
ortalığı karıştırıyor, insandan insana laf taşıyor, kışkırtıyor ve haince
davranıyorsak,
Dünya’nın
en değerli insanı olup yumuşacık bir kalp taşıyor ve aynı zamanda, Ortaca’nın
Kerstesi meşhur diye biz de içimizde
keresteysek, bildiğin odun yani.
Olmadığımız bazı ünvanlarla şirketlerde örneğin;
Türkçeciyiz, Psikolog ( maşa) olarak,
Tuğamiraliz, Alakamız olmayan bir sektörde fabrika müdürü gibi çalıştırılıp buna kendimizi bile
inandırıp insanları mağdur etmişsek.
Genel müdür olma vasıflarını taşımıyoruz ama
bizi genel md. yapmışlar
Ortalığı kendi krallığımız için yıkıp yakmış, insanların
yaptıkları işe değil bize sadece hak ettiğimizi düşündüğümüz saygıdan öte,
onları kurtaran ilah gibi saygı, minnet göstermemeleri nedeniyle hayatlarını
dağıtmışsak,
İşte o zaman;
Portakalın içindeki C vitamini kadar belki az
ama, konumuzun özü, olmazsa olmazı iç güzelliğini, diğer insanlara değer verip
yok saymama, kötülük yapmama, dünyada elde ettiğimiz bazı değerleri
başka insanların yararına kullanmayıp, belli bir zümre için kullanma, din denilen olguyu
maske yaparak ruhbanlığa soyunma, aldatmamak, öldürmemek gibi üstün insan davranışı demenin dahi
yanlış olacağı, sizde olması gereken o güzel değerlerden uzaksanız, insan türdeşlerimiz ne yazık ki
evrimleşemeyecek sayenizde. Ve insan ırkı zamanla başka gezegenlerde evrim üzerine evrim gerçekleştiremeyecek.
Kısaca yakıyoruz gülüm keten helvayı.
AFEDERSİNİZ
İNSAN ÖTESİ
Mİ DEDİNİZ?
Dünyada
yaşamış ve ömürlerini tamamlamış içinde özünü bulamamış insan öncesi insanı simule etmek isteyen bu insan ötesi varlıklar, benim
anladığım kadarıyla işte tam da bizim şimdimizi simule ediyor ve sanırım artık iş güç, para pul, yeme içme, sevme
sevilme, insani ilişkiler gibi bir insanın yapması gerekli bazen de elzem olan
şeyleri zamansal varlıklarında unutmuşlardır.
Bir meraktır
başlamış bu insan ötesi varlıkta.
Elbette, ne
kadar insan ötesi!?? derseniz düşünün ki, farz edin ki, bunlar bir zamanlar
bizim gibi insan idiyseler, Dünyada bazı salgın hastalıklar, dikta rejimleri,
kargaşalar, en az elli kişiyi götürür benim ailem diyerek paylaşımlar yapan
kötü insanlar, Dünyanın başka bir yerinde de, insanlık için doğru şeyler
yapmayan başka kötüler, hava, iklim bozulmaları, Dünya devletlerinin biribiri
üzerinde yaratmak istedikleri ekonomik baskı ve güç deneme stratejileri,
dünyanın yaşanmaz hale gelmesi gibi derin ve aralarında bulunan iyi ve
insanlığın geleceği için endişelenen bunun için çaba gösteren, dernekler kuran
insanlar varsa da;
İyi niyet ve
bununla ilgili çabalar boşa çıkınca, en azından şu an bizim bildiğimiz yirmi
yıl içerisinde Marslı ilk insanın doğacağı bilgisine dayanarak şunu yazabilirim
ki, Mars’ı basamak yapan, zamanı gelince de şu an bilmediğimiz bir yöne
(Galaksiye) gitmeyi başaran bir avuç insandır bunların atası.
Bunlar belki de
insandan daha akıllı robotlar, yapay zekalardır şimdilerde.
Bunlar neden
nasıl ortaya çıkmışlardır sizce,
Yukatan
yarımadası açıklarına, on Km çapı ve saatte 54 bin Km hızıyla bir göktaşının
çarpma anını kırılma noktası gibi kabul edersek,
Bu andan
itibaren de ikiyüz bin KM3 Maddenin buhar olup eridiğini, Dünya üzerinde
bulunan canlıların %70’inin azaldığını, Yüz yetmiş mega ton TNT eşdeğer gücün
açığa çıktığını, Dünyanın aylarca karanlıkta kaldığını, Bitkilerin foto sentez
yapamadığını, besin zincirinin kırıldığını buna bağlı olarak da Dinozorların
yok olduğunu da düşünürsek,
Tüm bunlar
gerçekleşirken, Dünyada bir tane bile insan yok henüz.
Dünyada insan
varlığından söz edebilmemiz için günümüzden 200bin yıl önceye gitmemiz
gerekiyor.
Bazı görüşlere
göre bir çamur hülasasından oluştu insan. Diğer görüşe göre
Suda yaşarken,
ciğer oluşturarak evrimleşen, karaya çıkan bir süre sonra da ayağa kalkıp
yürüyen, varlığını Dünya üzerinde sürdüren bir varlık o.
Evrimleşmesi de
günümüzde devam etmektedir.
Bilim adamları
evrenin ömrüne otuz milyar yıl biçmekte.
Evrimleşerek
günümüze kadar gelen insan, şimdilerde bir kırılma noktası diyebileceğimiz
karar aşamasında.
Kendi varlığı
için öldüren, hükümranlığı için dini kullanan, diğer insanları korkutan,
silahlanan, kanunsuzluk yapan
Ya da, Diğer
insanı öldürmeyi, aldatmayı yanlış görerek, evrilmeye katkı koymak, dinsel
etkilerle akıl yürütmemek, hukuka uymak, insanı kardeş görmek savaşları saçma
bulmak gibi güzel davranışlar içinde olmak aynı şey olmasa gerektir.
ARSIZ SINIF
RUHBANLAR
Ben senin adına
Tanrı ile konuşurum, ona senden daha yakınım diyebilen arsız ruhban sınıfı
sayesinde evrimleşme inanılmaz sarsılacak ve insan türü gelecekte olmayacaktır,
en azından bu haliyle olmayacaktır.
Evrime yapılacak
güzel katkılar sayesinde saf insan, özelliklerini korur ve eğer onu satmayacak
şekilde yaşam sürerse insan daha güzel geleceklere kısa sürede ulaşacak, uzay
gemileri daha çabuk, kolay yapılacak, gen mühendisleri insan üzerinde başka
gezegenlerde yaşayabilme özelliklerini geliştirebilecek, kısaca türümüz devam
edecektir.
Ancak evrime
yapılabilecek katkıların günümüzde çok azaldığını hatta yok olduğunu görüyoruz
üzülerek.
Bu durumda
teknoloji çok ilerlemiş olsa da insana yaramayacak, insan zekasıyla yaratılmış
yapay zekanın hızla ortaya çıkmasına ve insanı bir noktada alt etmesine sebep
olacağını düşünüyorum.
İşte, insan
ötesi diye söz ettiğim varlıklar da bunlar.
İnsan eliyle
üretilmiş, kendini üreteni alt edecek kadar zeka seviyesine ulaşmış inanılmaz
hataları nedeniyle insanı yok etmiş yerine kendini koymuş ve şimdilerde zavallı
insanı çok uzak galaksilerden Simule ederek, kendi prototiplerini canları
sıkıldığında film izler gibi zevkle, bazen gülerek (Gülebiliyorlarsa) bazen
şaşkınlıkla izleyen bu yapay zeka için ne diyeceğimi bilemiyorum.
Burada asıl
acıklı durumda olan o Simulasyonda olan bizleriz.
MİLYON KERE MİLYON
KERE MİLYON IŞIK YILI
Bu hesapla
gelişimleri Milyon kere milyon kere milyon ışık yılı sonrasında, bir yerlerde,
zamanında saf insanın yanlış yollara saparak adeta kendini yok edecek
davranışlara bürünmesi nedeniyle ilk önceleri insana yardımcı robot adı altında
başlayan bu oyun, robotun yapay zekaya dönüşmesi ve kendini yaratan insana oyun
oynaması gibi bir şeyden bahsediyorum. Bir yapay zekanın
Geçmişe dönük
insan denen basit varlığın şu anki durumunu merak edip bilgisayarında
geçmişteki milyonlarca yıl önceki insanı (işte bu biziz)
Simule ediyor
ise eğer şu an bizi görüyor bu ileri zekalı.
Çok da gülüyor
olmalı halimize.
Yapacak başka
bir işi olmadığından açıyor bilgisayarını ve Simule ettiği insanı izliyor.
Ne yapıyor
simule insan?
Market sırasında
bekliyor, ağzını burnunu kapatan maskesiyle.
Markette
komşusunu görüyor, görmemezlikten geliyor.
Alacaklarından
daha çok şey alıyor evine dönüyor onları stokluyor.
Gereğinden çok
yiyor, şişmanlıyor.
İzin verilen
saatte dışarıya çıkıyor, kirlettiği dünyasında maskesiyle tur atıyor.
Televizyonunda
gereksiz gelişimine yararı olmayan bir çok şey seyrediyor.
Gece olunca da
belli bir satte yatıp uyuyor.
Ertesi gün bu
insan için hayat yeniden başlıyor.
ÖZDENER GÜLERYÜZ
İlginç bir konuya değinmişsin.Yazını dikkatle okudum.Anlamaya çalıştım.Düşündüm olmayacak şeyler değil.Dün hayal bile edemeyeceğimiz şeylerin bugün gerçek olduğunu görürüz.Her şey mümkün.Eline kalemine sağlık.Sağlık ve esenlikler dilerim.
YanıtlaSil