DÜŞÜNÜN, GÜVENSİZ OLUN, SORGULAYIN, SADE YAŞAYIN, DERİNLİKLERİNİZİ GİZLEYİN.
Nisan 2021 sonunda
başlayan kapanma öncesinde evde geçecek
zamanımı iyi değerlendirmek amacıyla son zamanlarda en çok
merak ettiğim, sosyoloji ve felsefe konularındaki bilgilerimi derinleştirmek
için
kitapçıya
koşup dört
adet kitap aldım.
Bu kitapları alırken yaşamlarını gerçekten de insanlık için ışık olmaya harcamış, yol gösterici olmuş, deneyimleriyle, sözleriyle, yaşam tarzlarıyla iz
bırakmış, birisi milat öncesi
yaşamış, birisi kadın, birisi Türkiye
topraklarında doğmuş olmak üzere,
zamansal olarak, MÖ:
570 ile MS: 1900 yılları aralığında yaşam sürmüş, Filozof, Matematikçi, Sosyolog, Gök bilimci, Kütüphaneci, Stoacı, Filolog, Kültür eleştirmeni, Şair, ve Bestecilik
yanları ağır basan, bu dünyada
yaşamış ve göçüp
gitmiş filozofların hayatlarını anlatan kitaplar olması için kitapçıda biraz zaman geçirdim.
Yasaklı süreç içerisinde bu dört kitabı da su gibi içtim diyebilirim. Çok derinden etkilendim. Ezilip, üzüldüm insanlık adına.
Size bu filozofların hangileri olduğunu en eski
olandan başlayarak ve kısaca yaşam tarzlarını da yazmak isterim.
**
PYTAGORAS, MÖ: 570 - MÖ 495 Mistik matematikçi, evrensel ebedi, ezeli gizemleri çözmek amacıyla gözlerini uzak ufuklara dikmişti.
Çok
iyi eğitim almıştı. Yabancı ülkelerde
bulundu, Firavun ve İmparatorlara takdim edildi. Fiziksel dünyanın işleyişini anlamak için manevi ve tanrısal olana duyulan
yoğun ilgiye odaklıydı.
Özellikle
eski Mısırda, rahiplerden öğrendiği bilgilerden oluşturduklarıyla bize kendi
teolojisini sunar.
‘’Tanrı evrensel ahenktir.’’
En önemli
sözü: '' Biz bilgi ile ilgilenmiyoruz,
biz gerçek
deneyimlerle ilgileniyoruz, yaşayıp deneyimlemediğiniz sürece hiçbir bilgi bilgi değildir.''
**
EPİKTETOS, MS: 55 - MS: 135 Stoacı, Yunanlı ve
Hieropolis ( Pamukkale) doğumlu. O bir köleydi. Antik Romada yaşadı ve azad
edildi.
Nicopoliste bir felsefe okulu kurdu. Stoacı yaşam biçimine uygun olarak öğretim ve entellektüel arayış içerisinde son derece sade bir hayat
sürdü.
Ülkemizde
Isparta, Sütçüler ilçesine bağlı yazılı kanyonda bulunan
bir kaya üzerine
''Hür
insan üzerine
bir şiir.'' adıyla kendi el yazısı ile yazdığı şiir, bir anıt olarak durmakta.
Ahlak konusu üzerinde çok fazla durdu. İnsanın hayat
amacının kendi hayatının efendisi olduğunu söyler.
Stoacı felsefe gereği, hayatı basitlik içinde geçmiş, son derece kısıtlı mal varlığıyla yaşamıştır.
**
HYPATİA, MS: 370 - MS: 415 İskenderiyeli antik çağda kadın matematikçi, gök bilimci, Filozof, ve Kütüphaneci. Eğitimini Atinada
tamamladı. İskenderiye kütüphanesinde felsefe, matematik,
astronomi üzerine
dersler verdi. Platoncu felsefe geleneğine bağlıydı. Onun öğretileri Hristiyanlığın dogmatik
ve bağnaz görüşleriyle çelişiyordu.
Hypatiaya göre,
bütün resmi dinler aldatıcı idi. Bu yüzden insanlar düşünme haklarını saklı tutmalıydılar.
İskenderiye piskoposu Cyril tarafından şeytan, cadı
olduğu ilan edildi.
45 yaşında kışkırtmalar sonucunda hedef ilan edildi ve vücudu parçalanarak öldürüldü.
**
NİETSCHE, MS: 1844 - MS: 1900 Alman filolog,
filozof, Kültür eleştirmeni, şair ve besteci.
Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim dolu yazıları
vardır.
''Sonuç
olarak, insanların yolu ikiye ayrılıyor, huzur ve zevk diye didinip duruyorsan
inan; Hakikatin tutkunu olmak istiyorsan sorgula.''
Hristiyanlığa ve tanrı kavramına karşı gösterdiği tutumları nedeniyle, üniversitelerden dışlandı.
Nietsche, üst
insanın tüm
evrenin amacı ve sebebi olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre üst insan insanlığın da amacıdır.
İnsan bir iptir ki, hayvanla üst insan arasına gerilmiştir. Bu ip
uçurumun
üzerinde
bir iptir. Geçiş
tehlikeli bir geçiştir.
Tehlikeli bir geriye bakış, tehlikeli bir ürperiş, duraksayış. İnsanlar eşit
değildir.
Ancak şimdi insan geleceğin doğum sancısındadır.
Tanrı öldü. Şimdi dileriz ki, üst insan yaşasın.
Ey üst
insanlar, içten
adamlar, açık
kalpliler, güvensiz
olun, derinliklerinizi gizli tutun, çünkü
bu gün
halk tabakasının günüdür.
**
MUTLAKA GİORDANO BRUNO’DAN DA SÖZ ETMELİYİM
Yaşamlarından kısa kesitler verdiğim dünyaca ünlü ve
iz bırakmış filozofların yanında, hayatını bir kitaptan okumadığım, ancak ‘’
Urla Felsefe Günleri’’ adı altında her yıl İzmir Urla'da düzenlenen felsefe panelinde
bir sunumda dinlediğim, zamansal olarak Nietsche’den bir adım evvel zaman dilimine
yerleştirebileceğimiz İtalyan filozof Giordano Bruno (1548 – 1600) ‘nun da
Rönesans felsefesini biçimlendirenlerden olması, on altı yaşındayken Dominikan
bir tarikata üye olması daha ileri yaşlarında Kopernik sistemiyle (Güneşi
merkez kabul eden ve gezegenlerin onun etrafında döndüğünü kabullenen sistem.)
tanışınca tarikat mensubu olmaktan sıyrılarak Hristiyan inancıyla arasındaki
bağları koparması sonucunda 28 yaşında hakkında dava açılarak suçlanınca geriye
kalan hayatını kaçarak yaşamış olması, sapkınlıkla suçlanması, Bunlara karşın
taviz vermemesi, ölümünden sonra kabul edilmiş gerçekleri gözlemleri ve
araştırmaları sonucunda, dünyanın hazır olmadığı zamanlarda ifade etmesi ve
kendi ifadesiyle;
‘’ Sonsuz sayıda güneş vardır. Yedi gezegenin bizim
güneşimiz etrafında dönmesi gibi bunlar etrafında dönen gezegenleri vardır. Bu
dünyalarda yaşayan varlıklar bulunmaktadır.’’ Cümlesi de dahil olmak üzere
ifadeleri yüzünden mahkemece kanı akıtılmadan eziyet edilerek öldürülmesine
karar verildi.
Campo dei Fiori meydanında 1600 yılında diri diri
yakılarak öldürüldü.
**
DEĞERLİ ÇIKARIMLAR
Milat öncesinden başlayarak, Bilim, Felsefe,
Gökbilim, Sosyoloji, Şiir, Edebiyat, Etik gibi konularla ilgilenip İnsanlığa
ışık olmaya, yol göstermeye çalışmış, kendi zamanının anlaşılamamış insanları
dünya filozofları mutlaka karşılarında kiliseyi bulmuşlar bu kronolojik tabloya
baktığımızda.
İlk zamanlarda örneğin Pytagoras, tanrı ve din
mefhumu üzerine eğilmiş Eski Mısırda tapınaklarda tanrıyla yakınlaşma
ayinlerine katılarak deneyimlerde bulunmuş. Burada bir baskı olmadığından içsel
olarak kendi insansı duygu ve algı yöntemleriyle tanrıyı bulmaya ona yaklaşmaya
çalışmış.
Epiktetos da hayatı basitçe yaşamanın eşya, mal ve
mülk olmadan yaşam sürmenin en doğru yaşama şekli olduğunu söylemiş. Milattan
sonraki ilk yıllarda henüz kilise ve ruhban sınıfı güçlenmediği için bir
filozof doğayı, güneşi, canlıları inceliyor içsel olarak onları yaratan, düzen
sağlayan bir ilahi kudret olduğuna hükmediyor o yıllarda. Üzerine hışımla gelen
söylediklerini din gözlüğüyle tartan bir kilise ve ruhban sınıfı güçlenmemiş.
Hypatia, okuduklarım içinde, en acıklı şekilde
hayatını kaybeden kişi. O insanlığa sadece aldatıcı olan şeylere karşın düşünme
hakkını saklı tutması gerektiğini söyledi. Artık güçlenmeye başlayan din olgusunu
üzerinde hissetti. Kilisenin koyduğu akıl almaz şartlar ve ruhban sınıfının
işine gelmediği için, bilimle hareket eden, insanlara sadece ‘’Düşünün’’ diyen
Hypatia’ya karşı suçlamalar yönelterek, kışkırtılan ve ayaklanan sözüm ona
dindarlar tarafından vücudu parçalanarak can vermiş bir kadın filozof olarak,
güzelliği yanında aklı ile erkeklerin dikkatini üzerinde toplamış bir insandı.
Nietsche, belki de günümüzde sözleri sosyal medya
platformlarında en çok paylaşılan, ‘’tanrı öldü’’ sözüyle dine en çok
başkaldıran ve dünyada ilk kez bir ‘’üst insan’’ deyiminden bahseden
filozoftur.
Nietsche tüm insanlara ‘’Güvensiz olun’’ demekte,
‘’Derinliklerinizi gizleyin’’ diye seslenmektedir. İnsanın geleceğin doğum
sancısıyla kıvranmakta olduğunu söyler.
Günümüzde, özellikle de ülkemizde din mefhumunu
insanlara çeşitli baskı yollarıyla empoze eden, düşünmelerine engel koyan,
anlamadıkları bir dilden dua edip din kitabı okumayı öğütleyen ruhban sınıfı,
din adamı ve din maskesi ile dolaşan insanlar karşısında zamanında, Nietsche
insanı, ‘’Bir uçurum üzerinde hayvan ile üst insan arasında gerilmiş bir ip’’ olarak
tanımlamış.
Hristiyanlığa başkaldırışı nedeniyle üniversitelerden
dışlandı yalnızlaştı ve ağır depresyonlara yıprandı ve 1900 yılında öldü.
ÖZDENER GÜLERYÜZ
Nisan sonunda
başlayan kapanma öncesinde evde geçecek
zamanımı iyi değerlendirmek amacıyla son zamanlarda en çok
merak ettiğim, sosyoloji ve felsefe konularındaki bilgilerimi derinleştirmek
için
kitapçıya
koşup dört
adet kitap aldım.
Bu kitapları alırken yaşamlarını gerçekten de insanlık için ışık olmaya harcamış, yol gösterici olmuş, deneyimleriyle, sözleriyle, yaşam tarzlarıyla iz
bırakmış, birisi milat öncesi
yaşamış, birisi kadın, birisi Türkiye
topraklarında doğmuş olmak üzere,
zamansal olarak, MÖ:
570 ile MS: 1900 yılları aralığında yaşam sürmüş, Filozof, matematikçi, sosyolog, gök bilimci, kütüphaneci, stoacı, Filolog, Kültür eleştirmeni, Şair, ve bestecilik
yanları ağır basan, bu dünyada
yaşamış ve göçüp
gitmiş filozofların hayatlarını anlatan kitaplar olması için kitapçıda biraz zaman geçirdim.
Yasaklı süreç içersinde bu dört kitabı da su gibi içtim diyebilirim. Çok derinden etkilendim. Ezilip, üzüldüm insanlık adına.
Size bu filozofların hangileri olduğunu en eski
olandan başlayarak ve kısaca yaşam tarzlarını da yazmak isterim.
**
PYTAGORAS, MÖ: 570 - MÖ 495 Mistik matematikçi, evrensel ebedi, ezeli gizemleri çözmek amacıyla gözlerini uzak ufuklara dikmişti.
Çok
iyi eğitim almıştı. Yabancı ülkelerde
bulundu, Firavun ve imparatorlara takdim edildi. Fiziksel dünyanın işleyişini anlamak için manevi ve tanrısal olana duyulan
yoğun ilgiye odaklıydı.
Özellikle
eski Mısırda, rahiplerden öğrendiği bilgilerden oluşturduklarıyla bize kendi
teolojisini sunar.
‘’Tanrı evrensel ahenktir.’’
En önemli
sözü: '' Biz bilgi ile ilgilenmiyoruz,
biz gerçek
deneyimlerle ilgileniyoruz, yaşayıp deneyimlemediğiniz sürece hiçbir bilgi bilgi değildir.''
**
EPİKTETOS, MS: 55 - MS: 135 Stoacı, Yunanlı ve
Hieropolis ( Pamukkale) doğumlu. O bir köleydi. Antik Romada yaşadı ve azad
edildi.
Nicopoliste bir felsefe okulu kurdu. Stoacı yaşam biçimine uygun olarak öğretim ve entellektüel arayış içerisinde son derece sade bir hayat
sürdü.
Ülkemizde
Isparta, Sütçüler ilçesine bağlı yazılı kanyonda bulunan
bir kaya üzerine
''Hür
insan üzerine
bir şiir.'' adıyla kendi el yazısı ile yazdığı şiir, bir anıt olarak durmakta.
Ahlak konusu üzerinde çok fazla durdu. İnsanın hayat
amacının kendi hayatının efendisi olduğunu söyler.
Stoacı felsefe gereği, hayatı basitlik içinde geçmiş, son derece kısıtlı mal
varlığıyla yaşamıştır.
**
HYPATİA, MS: 370 - MS: 415 İskenderiyeli antik çağda kadın matematikçi, gök bilimci, Filozof, ve Kütüphaneci. Eğitimini Atinada
tamamladı. İskenderiye kütüphanesinde felsefe, matematik,
astronnomi üzerine
dersler verdi. Platoncu felsefe geleneğine bağlıydı. Onun öğretileri Hristiyanlığın dogmatik
ve bağnaz görüşleriyle çelişiyordu.
Hypatiaya göre,
bütün resmi dinler aldatıcı idi. Bu yüzden insanlar düşünme haklarını saklı tutmalıydılar.
İskenderiye piskoposu Cyril tarafından şeytan, cadı
olduğu ilan edildi.
45 yaşında kışkırtmalar sonucunda hedef ilan edildi
ve vücudu parçalanarak
öldürüldü.
**
NİETSCHE, MS: 1844 - MS: 1900 Alman filolog,
filozof, Kültür eleştirmeni, şair ve besteci.
Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim dolu yazıları
vardır.
''Sonuç
olarak, insanların yolu ikiye ayrılıyor, huzur ve zevk diye didinip duruyorsan
inan; Hakikatin tutkunu olmak istiyorsan sorgula.''
Hristiyanlığa ve tanrı kavramına karşı gösterdiği tutumları nedeniyle, üniversitelerden dışlandı.
Nietsche, üst
insanın tüm
evrenin amacı ve sebebi olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre üst insan insanlığın da amacıdır.
İnsan bir iptir ki, hayvanla üst insan arasına gerilmiştir. Bu ip
uçurumun
üzerinde
bir iptir. Geçiş
tehlikeli bir geçiştir.
Tehlikeli bir geriye bakış, tehlikeli bir ürperiş, duraksayış. İnsanlar eşit
değildir.
Ancak şimdi insan geleceğin doğum sancısındadır.
Tanrı öldü. Şimdi dileriz ki, üst insan yaşasın.
Ey üst
insanlar, içten
adamlar, açık
kalpliler, güvensiz
olun, derinliklerinizi gizli tutun, çünkü
bu gün
halk tabakasının günüdür.
MUTLAKA GİORDANO BRUNO’DAN DA SÖZ ETMELİYİM
Yaşamlarından kısa kesitler verdiğim dünyaca ünlü ve
iz bırakmış filozofların yanında, hayatını bir kitaptan okumadığım, ancak ‘’
Urla Felsefe Günleri’’ adı altında her yıl İzmir Urlada düzenlenen felsefe panelinde
bir sunumda dinlediğim, zamansal olarak Nietsche’den bir adım evvel zaman dilimine
yerleştirebileceğimiz İtalyan filozof Giordano Bruno (1548 – 1600) ‘nun da
Rönesans felsefesini biçimlendirenlerden olması, on altı yaşındayken Dominiken
bir tarikata üye olması daha ileri yaşlarında Kopernik sistemiyle (Güneşi
merkez kabul eden ve gezegenlerin onun etrafında döndüğünü kabullenen sistem.)
tanışınca tarikat mensubu olmaktan sıyrılarak Hristiyan inancıyla arasındaki
bağları koparması sonucunda 28 yaşında hakkında dava açılarak suçlanınca geriye
kalan hayatını kaçarak yaşamış olması, sapkınlıkla suçlanması, Bunlara karşın
taviz vermemesi, ölümünden sonra kabul edilmiş gerçekleri gözlemleri ve
araştırmaları sonucunda, dünyanın hazır olmadığı zamanlarda ifade etmesi ve
kendi ifadesiyle;
‘’ Sonsuz sayıda güneş vardır. Yedi gezegenin bizim
güneşimiz etrafında dönmesi gibi bunlar etrafında dönen gezegenleri vardır. Bu
dünyalarda yaşayan varlıklar bulunmaktadır.’’ Cümlesi de dahil olmak üzere
ifadeleri yüzünden mahkemece kanı akıtılmadan eziyet edilerek öldürülmesine
karar verildi.
Campo dei Fiori meydanında 1600 yılında diri diri
yakılarak öldürüldü.
DEĞERLİ ÇIKARIMLAR
Milat öncesinden başlayarak, Bilim, Felsefe,
Gökbilim, Sosyoloji, Şiir, Edebiyat, Etik gibi konularla ilgilenip İnsanlığa
ışık olmaya, yol göstermeye çalışmış, kendi zamanının anlaşılamamış insanları
dünya filozofları mutlaka karşılarında kiliseyi bulmuşlar bu kronolojik tabloya
baktığımızda.
İlk zamanlarda örneğin Pytagoras, tanrı ve din
mefhumu üzerine eğilmiş Eski Mısırda tapınaklarda tanrıyla yakınlaşma
ayinlerine katılarak deneyimlerde bulunmuş. Burada bir baskı olmadığından içsel
olarak kendi insansı duygu ve algı yöntemleriyle tanrıyı bulmaya ona yaklaşmaya
çalışmış.
Epiktetos da hayatı basitçe yaşamanın eşya, mal ve
mülk olmadan yaşam sürmenin en doğru yaşama şekli olduğunu söylemiş. Milattan
sonraki ilk yıllarda henüz kilise ve ruhban sınıfı güçlenmediği için bir
filozof doğayı, güneşi, canlıları inceliyor içsel olarak onları yaratan, düzen
sağlayan bir ilahi kudret olduğuna hükmediyor o yıllarda. Üzerine hışımla gelen
söylediklerini din gözlüğüyle tartan bir kilise ve ruhban sınıfı güçlenmemiş.
Hypatia, okuduklarım içinde, en acıklı şekilde
hayatını kaybeden kişi. O insanlığa sadece aldatıcı olan şeylere karşın düşünme
hakkını saklı tutması gerektiğini söyledi. Artık güçlenmeye başlayan din olgusunu
üzerinde hissetti. Kilisenin koyduğu akıl almaz şartlar ve ruhban sınıfının
işine gelmediği için, bilimle hareket eden, insanlara sadece ‘’Düşünün’’ diyen
Hypatia’ya karşı suçlamalar yönelterek, kışkırtılan ve ayaklanan sözüm ona
dindarlar tarafından vücudu parçalanarak can vermiş bir kadın filozof olarak,
güzelliği yanında aklı ile erkeklerin dikkatini üzerinde toplamış bir insandı.
Nietsche, belki de günümüzde sözleri sosyal medya
platformlarında en çok paylaşılan, ‘’tanrı öldü’’ sözüyle dine en çok
başkaldıran ve dünyada ilk kez bir ‘’üst insan’’ deyiminden bahseden
filozoftur.
Nietsche tüm insanlara ‘’Güvensiz olun’’ demekte,
‘’Derinliklerinizi gizleyin’’ diye seslenmektedir. İnsanın geleceğin doğum
sancısıyla kıvranmakta olduğunu söyler.
Günümüzde, özellikle de ülkemizde din mefhumunu
insanlara çeşitli baskı yollarıyla empoze eden, düşünmelerine engel koyan,
anlamadıkları bir dilden dua edip din kitabı okumayı öğütleyen ruhban sınıfı,
din adamı ve din maskesi ile dolaşan insanlar karşısında zamanında, Nietsche
insanı, ‘’Bir uçurum üzerinde hayvan ile üst insan arasında gerilmiş bir ip’’ olarak
tanımlamış.
Hristiyanlığa başkaldırışı nedeniyle üniversitelerden
dışlandı yalnızlaştı ve ağır depresyonlara yıprandı ve 1900 yılında öldü.
ÖZDENER GÜLERYÜZ
Nisan sonunda
başlayan kapanma öncesinde evde geçecek
zamanımı iyi değerlendirmek amacıyla son zamanlarda en çok
merak ettiğim, sosyoloji ve felsefe konularındaki bilgilerimi derinleştirmek
için
kitapçıya
koşup dört
adet kitap aldım.
Bu kitapları alırken yaşamlarını gerçekten de insanlık için ışık olmaya harcamış, yol gösterici olmuş, deneyimleriyle, sözleriyle, yaşam tarzlarıyla iz
bırakmış, birisi milat öncesi
yaşamış, birisi kadın, birisi Türkiye
topraklarında doğmuş olmak üzere,
zamansal olarak, MÖ:
570 ile MS: 1900 yılları aralığında yaşam sürmüş, Filozof, matematikçi, sosyolog, gök bilimci, kütüphaneci, stoacı, Filolog, Kültür eleştirmeni, Şair, ve bestecilik
yanları ağır basan, bu dünyada
yaşamış ve göçüp
gitmiş filozofların hayatlarını anlatan kitaplar olması için kitapçıda biraz zaman geçirdim.
Yasaklı süreç içersinde bu dört kitabı da su gibi içtim diyebilirim. Çok derinden etkilendim. Ezilip, üzüldüm insanlık adına.
Size bu filozofların hangileri olduğunu en eski
olandan başlayarak ve kısaca yaşam tarzlarını da yazmak isterim.
**
PYTAGORAS, MÖ: 570 - MÖ 495 Mistik matematikçi, evrensel ebedi, ezeli gizemleri çözmek amacıyla gözlerini uzak ufuklara dikmişti.
Çok
iyi eğitim almıştı. Yabancı ülkelerde
bulundu, Firavun ve imparatorlara takdim edildi. Fiziksel dünyanın işleyişini anlamak için manevi ve tanrısal olana duyulan
yoğun ilgiye odaklıydı.
Özellikle
eski Mısırda, rahiplerden öğrendiği bilgilerden oluşturduklarıyla bize kendi
teolojisini sunar.
‘’Tanrı evrensel ahenktir.’’
En önemli
sözü: '' Biz bilgi ile ilgilenmiyoruz,
biz gerçek
deneyimlerle ilgileniyoruz, yaşayıp deneyimlemediğiniz sürece hiçbir bilgi bilgi değildir.''
**
EPİKTETOS, MS: 55 - MS: 135 Stoacı, Yunanlı ve
Hieropolis ( Pamukkale) doğumlu. O bir köleydi. Antik Romada yaşadı ve azad
edildi.
Nicopoliste bir felsefe okulu kurdu. Stoacı yaşam biçimine uygun olarak öğretim ve entellektüel arayış içerisinde son derece sade bir hayat
sürdü.
Ülkemizde
Isparta, Sütçüler ilçesine bağlı yazılı kanyonda bulunan
bir kaya üzerine
''Hür
insan üzerine
bir şiir.'' adıyla kendi el yazısı ile yazdığı şiir, bir anıt olarak durmakta.
Ahlak konusu üzerinde çok fazla durdu. İnsanın hayat
amacının kendi hayatının efendisi olduğunu söyler.
Stoacı felsefe gereği, hayatı basitlik içinde geçmiş, son derece kısıtlı mal
varlığıyla yaşamıştır.
**
HYPATİA, MS: 370 - MS: 415 İskenderiyeli antik çağda kadın matematikçi, gök bilimci, Filozof, ve Kütüphaneci. Eğitimini Atinada
tamamladı. İskenderiye kütüphanesinde felsefe, matematik,
astronnomi üzerine
dersler verdi. Platoncu felsefe geleneğine bağlıydı. Onun öğretileri Hristiyanlığın dogmatik
ve bağnaz görüşleriyle çelişiyordu.
Hypatiaya göre,
bütün resmi dinler aldatıcı idi. Bu yüzden insanlar düşünme haklarını saklı tutmalıydılar.
İskenderiye piskoposu Cyril tarafından şeytan, cadı
olduğu ilan edildi.
45 yaşında kışkırtmalar sonucunda hedef ilan edildi
ve vücudu parçalanarak
öldürüldü.
**
NİETSCHE, MS: 1844 - MS: 1900 Alman filolog,
filozof, Kültür eleştirmeni, şair ve besteci.
Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim dolu yazıları
vardır.
''Sonuç
olarak, insanların yolu ikiye ayrılıyor, huzur ve zevk diye didinip duruyorsan
inan; Hakikatin tutkunu olmak istiyorsan sorgula.''
Hristiyanlığa ve tanrı kavramına karşı gösterdiği tutumları nedeniyle, üniversitelerden dışlandı.
Nietsche, üst
insanın tüm
evrenin amacı ve sebebi olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre üst insan insanlığın da amacıdır.
İnsan bir iptir ki, hayvanla üst insan arasına gerilmiştir. Bu ip
uçurumun
üzerinde
bir iptir. Geçiş
tehlikeli bir geçiştir.
Tehlikeli bir geriye bakış, tehlikeli bir ürperiş, duraksayış. İnsanlar eşit
değildir.
Ancak şimdi insan geleceğin doğum sancısındadır.
Tanrı öldü. Şimdi dileriz ki, üst insan yaşasın.
Ey üst
insanlar, içten
adamlar, açık
kalpliler, güvensiz
olun, derinliklerinizi gizli tutun, çünkü
bu gün
halk tabakasının günüdür.
MUTLAKA GİORDANO BRUNO’DAN DA SÖZ ETMELİYİM
Yaşamlarından kısa kesitler verdiğim dünyaca ünlü ve
iz bırakmış filozofların yanında, hayatını bir kitaptan okumadığım, ancak ‘’
Urla Felsefe Günleri’’ adı altında her yıl İzmir Urlada düzenlenen felsefe panelinde
bir sunumda dinlediğim, zamansal olarak Nietsche’den bir adım evvel zaman dilimine
yerleştirebileceğimiz İtalyan filozof Giordano Bruno (1548 – 1600) ‘nun da
Rönesans felsefesini biçimlendirenlerden olması, on altı yaşındayken Dominiken
bir tarikata üye olması daha ileri yaşlarında Kopernik sistemiyle (Güneşi
merkez kabul eden ve gezegenlerin onun etrafında döndüğünü kabullenen sistem.)
tanışınca tarikat mensubu olmaktan sıyrılarak Hristiyan inancıyla arasındaki
bağları koparması sonucunda 28 yaşında hakkında dava açılarak suçlanınca geriye
kalan hayatını kaçarak yaşamış olması, sapkınlıkla suçlanması, Bunlara karşın
taviz vermemesi, ölümünden sonra kabul edilmiş gerçekleri gözlemleri ve
araştırmaları sonucunda, dünyanın hazır olmadığı zamanlarda ifade etmesi ve
kendi ifadesiyle;
‘’ Sonsuz sayıda güneş vardır. Yedi gezegenin bizim
güneşimiz etrafında dönmesi gibi bunlar etrafında dönen gezegenleri vardır. Bu
dünyalarda yaşayan varlıklar bulunmaktadır.’’ Cümlesi de dahil olmak üzere
ifadeleri yüzünden mahkemece kanı akıtılmadan eziyet edilerek öldürülmesine
karar verildi.
Campo dei Fiori meydanında 1600 yılında diri diri
yakılarak öldürüldü.
DEĞERLİ ÇIKARIMLAR
Milat öncesinden başlayarak, Bilim, Felsefe,
Gökbilim, Sosyoloji, Şiir, Edebiyat, Etik gibi konularla ilgilenip İnsanlığa
ışık olmaya, yol göstermeye çalışmış, kendi zamanının anlaşılamamış insanları
dünya filozofları mutlaka karşılarında kiliseyi bulmuşlar bu kronolojik tabloya
baktığımızda.
İlk zamanlarda örneğin Pytagoras, tanrı ve din
mefhumu üzerine eğilmiş Eski Mısırda tapınaklarda tanrıyla yakınlaşma
ayinlerine katılarak deneyimlerde bulunmuş. Burada bir baskı olmadığından içsel
olarak kendi insansı duygu ve algı yöntemleriyle tanrıyı bulmaya ona yaklaşmaya
çalışmış.
Epiktetos da hayatı basitçe yaşamanın eşya, mal ve
mülk olmadan yaşam sürmenin en doğru yaşama şekli olduğunu söylemiş. Milattan
sonraki ilk yıllarda henüz kilise ve ruhban sınıfı güçlenmediği için bir
filozof doğayı, güneşi, canlıları inceliyor içsel olarak onları yaratan, düzen
sağlayan bir ilahi kudret olduğuna hükmediyor o yıllarda. Üzerine hışımla gelen
söylediklerini din gözlüğüyle tartan bir kilise ve ruhban sınıfı güçlenmemiş.
Hypatia, okuduklarım içinde, en acıklı şekilde
hayatını kaybeden kişi. O insanlığa sadece aldatıcı olan şeylere karşın düşünme
hakkını saklı tutması gerektiğini söyledi. Artık güçlenmeye başlayan din olgusunu
üzerinde hissetti. Kilisenin koyduğu akıl almaz şartlar ve ruhban sınıfının
işine gelmediği için, bilimle hareket eden, insanlara sadece ‘’Düşünün’’ diyen
Hypatia’ya karşı suçlamalar yönelterek, kışkırtılan ve ayaklanan sözüm ona
dindarlar tarafından vücudu parçalanarak can vermiş bir kadın filozof olarak,
güzelliği yanında aklı ile erkeklerin dikkatini üzerinde toplamış bir insandı.
Nietsche, belki de günümüzde sözleri sosyal medya
platformlarında en çok paylaşılan, ‘’tanrı öldü’’ sözüyle dine en çok
başkaldıran ve dünyada ilk kez bir ‘’üst insan’’ deyiminden bahseden
filozoftur.
Nietsche tüm insanlara ‘’Güvensiz olun’’ demekte,
‘’Derinliklerinizi gizleyin’’ diye seslenmektedir. İnsanın geleceğin doğum
sancısıyla kıvranmakta olduğunu söyler.
Günümüzde, özellikle de ülkemizde din mefhumunu
insanlara çeşitli baskı yollarıyla empoze eden, düşünmelerine engel koyan,
anlamadıkları bir dilden dua edip din kitabı okumayı öğütleyen ruhban sınıfı,
din adamı ve din maskesi ile dolaşan insanlar karşısında zamanında, Nietsche
insanı, ‘’Bir uçurum üzerinde hayvan ile üst insan arasında gerilmiş bir ip’’ olarak
tanımlamış.
Hristiyanlığa başkaldırışı nedeniyle üniversitelerden
dışlandı yalnızlaştı ve ağır depresyonlara yıprandı ve 1900 yılında öldü.
ÖZDENER GÜLERYÜZ
Yorumlar
Yorum Gönder