İÇİMİZDEKİ MÜZİK VE KENDİ SESSİZ CÜMLELERİMİZE DAİR.

 

Hiç düşündünüz mü konuşmadan, içinizdeki cümleleri, duygularınızı, düşünce biçiminizi, biyolojik ritminizi bir müzik aletiyle seslendirilmemiş ve seslendirilmeyecek te olsa, farklı bir dil olduğu kabul edilen notalar ile bir porte üzerine yazarak konuşmayı?

Yatay beş paralel çizgi ve dört aralıktan ibaret porte adı verilen çizgiler ve aralıklar üzerine, portenin başına bir sol anahtarı koyarak, kendi ölçüleriniz içerisinde kendi değerlendirmenize, duygularınıza göre notalar yazmayı ister miydiniz?

Elbette ritminizi ve tartımlarınızı kaybetmeden istediğiniz yerlerde duraklar da koyarak, işitsel ortamda bilinçli ve sembolik olarak kendinizi canlandırmak ister miydiniz?

Belki de tam birlik bir notayı koyarsınız ilk önce tam da üçüncü çizgiye. Devamında da aralık ve çizgilere kulağa hoş gelecek şekilde, dörtlük notalarla devam eder, ilk ölçünüzü bitirirsiniz.





Onaltılık notaları kullanırsınız sonrasında kulağa hoş gelecek şekilde istediğiniz biçimde aralıklara ya da çizgilere yazarsınız bir durağınız olur sekizlik.

Sekizlikler elinizden dökülür sonrasında bir melodik, bir armonik ahenk yakalarsınız belki de duraksız olursunuz burada. Akar cümleniz.

Bu sizin içinizden geçen sessiz cümlenizdir.

Sekizlik bir durak koyar ve ikinci ölçünüzü de kapatır ve dinlersiniz notalarınızı durağa geldiğinizde susarsınız.



TANIMLAMALAR

 




  ''İnsana sesler aracılığıyla kendini anlatma olanağı veren sanat, bu sanatın ürünleri.’’

‘’İşitsel ortam ve seslerin belli ölçüde bilinçli olarak düzenlenmiş hali.’’

‘’Seslerin insanın biyolojik ritmini sembolik olarak canlandırmak için kullanılışı.’’

‘’Anlamlı bir yapı oluşturmak üzere melodik, armonik ve ritmik desenler halinde düzenlenmiş sesler.’’

Yirmi altı yüz yıl önce Pisagor kendi okulunun müfredatını gösteren bir sınıflandırma yapıyor. Buna göre;

Aritmetik= Mutlak

Müzik= Göreceli (Bağıl)

Geometri = Sabit

Astronomi= Hareketli





Olarak sınıflandırılmış. Burada sorulması gereken soru acaba neden müziği Matematiğin dalı olarak sınıflandırmışlardı? Bu mantıklı mıydı?

Müzik ses içermesi gereken bir şeydi. Müziksel sesleri gürültü seslerinden ayıran özellik, müziksel seslerin ayırt edilebilir bir perde verebilme özelliğinin olmasıdır.

Sesin temel frekansına bağlı bir tizlik derecesi (perde) algılanıyor.

Bir sese ilişkin bir perdenin algılanabilmesinin ölçütü ise o sesin periyodik olma derecesidir.

Müziksel ses zamana bağlı periyodik fonksiyon olarak düşünüle bilir. 


ÖZDENER GÜLERYÜZ.

 

REFERANSLAR/

Bora Uzay/ Uludağ Üni. Eğt. Fak. Dergisi.

Cilt 15, Sayı 1, 2002 BİLİM VE SANATIN KESİŞTİĞİ TEMEL BİR NOKTA:

MATEMATİK VE MÜZİK İLİŞKİSİ.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İÇİNİZDE ŞARKI SÖYLEYEN VEYA DÜŞÜNEN ÖZ, HALA YILDIZLARI UZAYA DAĞITAN O İLK AN'IN İÇİNDE DEVİNİYOR MU?

BİREYSEL KÖRLÜKTEN TOPLUMSAL KÖRLÜĞE GEÇİŞİMİZDE ; ''ÖZGÜRLÜK '' VE ''MASUMİYET'' SEMBOLLERİMİZİ ARAMA GİRİŞİMLERİMİZ ÜZERİNE.

PARADİSE LOST- SMYRNA 1922. '' YARALARI KİM DÜŞÜNÜR, ÖLSEM NE GAM!'' : YÜZBAŞI ŞERAFETTİN, 9 EYLÜL 1922